Kiseiju: Sei no Kakuritsu

Sağ eli bir çeşit parazit tarafından ele geçirilen ve elindeki tam kontrolünü kaybeden Izumi Shinichi’nin, etrafındaki tüm insan bedenini ele geçirmiş olup insan eti ile beslenen diğer parazitlerle mücadelesi ve kendi değişen hayatına alışma macerası altı aylık süresinin sonuna geldi.

İlk başlarda Migi’nin varlığını ve diğer parazitlerini durumunu açıklama üzerinde duran bölümler ilerledikçe Migi ve Shinichi’nin yapısal farklılıklarına alışma durumları ve diğer parazitlerle olan kaçınılmaz mücadelelere doğru bir eğilim kazandı. Önceden planlanmış, klişe bir hikâye şablonuna sahip olmayan seri daha çok olağan şekilde geliştiği hissedilen akıcı olaylar üzerinden ilerledi. Kiseiju, birçoğumuzun ilk bölümleri izlerken olacağını düşündüğü belki de, umut ettiği bir eline güç geçen gecen kahramanlık hikâyesi olmadı. Birden bire hiç beklemediği ve neler yaşadığını kavramakta güçlük çeken birisinin, psikolojik bakış açısının ve zarar görmemek için çabalamalarını anlattı.

fhnre

Karakter gelişiminin önemli rol oynadığı seride, Shinichi’nin öncülüğünde birçok karakter zamanla olgunlaşma ve görüş değişikliği yaşadı. Sonlara doğru Parazitlerin bile duygusal yönlerini geliştirebildiğini ve biraz daha insancıl olabileceğini, hatta insanların soyut yönlerini idrak etmekte çok zorlanan, duygusal değerlere zerre kadar değer biçmeyen Migi’nin bile, bir insan için fedakârlık yapabilecek oranda değişim geçirdiğini gördük. Sonlara doğru, insanların dünya için gerçek virüs olduğunu, parazit organizmalarının belki de insanların artan sayısını ve verdiği zararı dengelemek için gelmiş olabileceği ihtimali üzerinde çok durarak mesajlar veren seri, bu eleştirilerini Shinichi’ye şu soruyu sorarak özetlettirdi:

“Bütün canlıların gözünden bakarsak, insanlar zehir ve bunlar da (Parazitler) panzehir mi?”

Yapması gereken önemli bir seçimin arifesinde bu soruya benzer çok sayıda düşünceyle boğuşan Shinichi, en sonunda kendisi, ailesi ve sevdikleri için “ben sadece bir insanım” diyerek, bütün canlıların ve dünyanın değil, kendi türünün lehine olan seçimi yaptı.

nghth5

İçeresinde çok ön planda olmasa da fenal olmayan bir aşk hikâyesi de barındıran seri, zaman zaman bazı gündelik insan ilişkilerini ve duygusal tasvirleri anlatırken garipleşse de izlerken zamanın su gibi akıp ettiği, başarılı bir animeydi.

  • Hikaye anlatımı – 9 –  İyi ayarlanan tempo ile akıcı ve dengeli bir anlatım.
  • Seslendirme – 8 –Karıştığı skandal sonrası kendisine artık pek rol verilmeyen Hirano Aya’nın, uzun zaman sonraki en önemli rolünün bir parazit olması manidar. Kendisi, Migi ile oldukça iyi bir iş çıkarıyor.
  • Karakterler – 8 –Shinichi kendi içerisinde biraz fazla dengesizlik gösteren, anlaşılması zor bir karakter olsa da, karakterler de genel olarak tatmin edici seviyedeydi.
  • Sürükleyicilik – 9 –Sıkılmaya fırsat vermiyor.
  • Teknik detaylar – 8 –Animasyon genel olarak kaliteli ama zaman zaman düşüşler gösteriyor. Çizimler de bu düşüşler ve bozulmanın oranı çok daha fazla. Kalabalık alanlarda CG kullanımı biraz fazla ve birbirinin aynısı tipler sıkça göze batıyor. Opening kaliteli ama 24 bölümü tek bir Opening ile geçirilerek biraz kolaya kaçıldı. OST ise gayet güzel.
  • Genel – 8.5 – 

Kiseiju: Sei no Kakuritsu” için bir yanıt

Yorum bırakın